18 Mart 2017 Cumartesi

Şam Kahvesi





Uzun zaman oldu... Yazmamamın sebebi fazlasıyla meşgul olmam değil, çoğunlukla üşengeçliğimden. Bu sene yüksek lisansa da başlayınca biraz uzun bir ara verdim. Tekrar geldim ve aynı şekilde devam etmeyi umuyorum.
Başlangıcı ise müzikle yapayım dedim. Hala ağır işsiz olduğumdan, ve yüksek lisansta da bana benzer dostlar bulduğumdan İstanbul'da güzel mekanlar arayışıma devam ettim. Ve tabi gayet hoş mekanlar buldum. Bunlardan ilki, Fatih'te yer alan Şam Kahvesi. Biraz gündüz vakitleri giderseniz yer bulabileceğiniz çok hoş bir mekan. Çaldığı müzikler ise sizi o yere aşık edecek cinsten. Mekanın samimiyetini size sonuna kadar hissettiren müzikleri dinledikçe oradan ayrılmak istemeyeceksiniz.













Mekanın mobilyaları ahşap olarak tasarlanmış olup, göze son derece hoş gelmektedir. Ayrıca servislerini de övmem gerekir ki; mekanı yalnızca çekici kılıp, vasat servis yapan yerlerden biri değil. Şam Kahvesi'ne giderseniz tabi ki de Şam Kahvesi için. Türk Kahvesi'nden biraz daha yoğun ve aromalı. 
Sakinlik arayanlar için güzel bir yer olduğunu düşünüyorum. Şimdiden gönlümde taht kurdu.  İnsanın yaşı ilerledikçe sakinlik arıyor. Daha önce rock, metal dinlemiş biri olarak bu evreye erken girdim sanırım. 












Neyse şimdi de o kadar beğendiğim müziklerine geleyim.  Mekanın tasarımı, sakinliği, olgunluğu ve tabi müzikleri sizi günümüzden koparıyor. Bu yer sayesinde dinlemeye başladığım Nermine Memmedova :)



Kerkük Türküleri'ne hoşgeldiniz efendim. Güzel sesli kadınları hep kıskanmışımdır. Eskiyi severim, eski olan hemen hemen her şeyi severim. Popüler kültüre çok fazla ilgim olmadı, iyi ki olmadı.
Bir tane türküsünü daha paylaşayım ve şimdilik veda edeyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder