8 Ocak 2016 Cuma

Senfonik Metal

  Lisede ben de metalciydim. Bizim zamanımızda lisede metalci olmayan az kişi vardır herhalde. Ya da benim okuduğum lisede durum böyleydi. Uzun yıllar metal dinledim. Yalnızca metal değil tabi. O zamanlar rock revaçtaydı daha çok. Yeni albümler yeni gruplar çıkıyordu. Biz de takipteydik doğal olarak. Hala rock dinlerim ama metali o kadar fazla dinleyemiyorum. Eskisi gibi dayanıklı değilim sanırım =) Ama müzik de her detayını değerli bulduğum bir tarz var ki, o da senfonik metal. Bu tarz müziği yapan fazlaca grup yok. Ama sayıca az olan her bir grup da birbirinden güzel. 
  İlk grubumuz Haggard. Alman bir grup. Bir ara 21 kişilerdi ama şu anda daha az kişiden oluşuyor. Türkiye de defalarca hatta İstanbul dışında da konser vermiş bir grup. En son 2008'de albüm çıkarmışlardı. Yeni bir tane yapsalar ne güzel olurdu. Biraz fazlaca bağırdıkları şarkıları var ama bence kulaklığınızı takıp dinleyin. 





Vee benim yıllarca telefon müziğim olan parça Saltarella la Manuelina:


Diğer bir grubum Blind Guardian. Diyeceksiniz ki Blind Guardian senfonik değil. Bir kaç şarkısı tam bu tarzda aslında.  Biraz gruptan bahsetmek istiyorum. Yine Alman bir grup. Ama şarkıları çok şükür İngilizce. Grup J.R.R. Tolkien hayranı. Şarkılarını da daha çok Tolkien'den ve fantastik edebiyattan esinlenerek yapmış. Lakin Yüzüklerin Efendisi filmi yapıldıktan sonra, çok sayıda sahte fan (yani yalnızca filmi izleyip fan olanlar) türediği için grup artık bu ilhamını bıraktı. 2010 yılında çıkardıkları At The Edge Of Time albümlerinde iki şarkı var ki; ikisi de harikulade.  Şarkıların süresi metal müzik de normal olan 8-10 dk arası. İlki Sacred Worlds


İkincisi ise Wheel Of Time. Bu şarkıda bir de doğu tınıları var ki, şarkıyı daha bir özelleştirmiş. Buyrun sonuna kadar dinleyiniz lütfen


 Blin Guardian benim gibi Tolkien hayranı biri için özel gruplardan birisidir. Dinleyene garip bir hüzün veriyor vokalimiz Hansi Kürsch.  Bir gün daha detaylı bahsederim belki. Şimdilik bu kadarını dinleyiniz.  
Başka senfonik yapanlar da var ama ben beğenmiyorum.  Müzikte elektronik şeyler duymayı sevmeyen biriyim. Kendi enstrümanını canlı çalıp söyleyen gruplar baş tacımızdır. Maalesef sayıları git gide azalıyor. Eski müzikler her türlü daha güzel değil mi? Günümüzde çok beğenip tüm albümlerini dinlediğim biri olmadı bile. Neyse dertlendim yine. Görüşmek üzere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder