Kudeb'in düzenlediği seminere dün ve bir önceki gün katıldım. Ali Emiri Kültür Merkezi'inde. Girişte içinde, geçen senenin bildiri kitabı, bu seneki seminerin program kitapçığı bir defter ve bir kalem bulunan bir bez torba hediye edildi.
Neyse Tuğba'da torbasını aldı. Fuaye kısmında sergilenen taş eserlere bir göz attı. Kendi yaptığı taşı da gördü bunlar içinde. Siz de bakmak ister misiniz kursiyerler neler yapmışlar? O halde buyrun
Oldukça güzel emekler. Ellerine sağlık hepsinin. İnşallah ileride de güzel ve hayırlı işler başarırlar. Bu eserleri inceledikten sonra salona girdim. Büyük bir hevesle en önlere oturdum. İlk konuşmacı geldi ve başladı anlatmaya. Hayır restorasyon en sevdiğim şey ama bir baktım ki uyukluyorum. Ara ara bayağı uyudum hatta. Konular da güzel ama konuşmacılar bu denli ruhsuz anlatabilirdi. Gerçekten ilk günkü konuşmacılardan hitabetini beğendiğim bir kişi dahi olmadı. Hepsi değerli kimseler, konuları da çok güzeldi. Lakin anlatımları için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. İki ayrı oturum şeklinde hazırlanmıştı. Öğle arasında kız kardeşim ve Uygur arkadaşıyla Uygur Restoranına gittik. Orada yemek yedikten sonra tekrar seminere gittim. İkinci oturumdaki konuları daha çok beğendim. Tabi bu seminer ben de uzun bir aradan sonra girilmiş teorik ders etkisi oluşturduğu için tüm gün başım ağrıdı. Seminerle ilgili eleştirmek istediğim bir diğer konu da, özellikle tecrübeli mimarlarımızın eleştiri kabul etmemesiydi. Ve açıkçası çok basit sorular sormaları. Gençler daha sıcak geldi bana. Birinin eklediği bir bilgiye teşekkür ettiler en azından. Kıdemli mimarlarımız bende hayal kırıklığı oluşturdu. Bu konuya fazlaca girmek istemiyorum =)
Dün de hazırlandım yine gittim seminere. İlk oturumdaki iki konuşmacının hem konularını hem de anlatımlarını çok beğendim. Lakin yine de bir ara kendimi yine uyuklarken buldum =/ Neyse oturumun sonuna doğru konuşan kişi o denli mıy mıy anlattı ki, dinleyemedim.Çıkardım telefonla uğraştım. Zaten ikinci oturuma sabrım yetmedi. Çıktım oradan, Sirkeci'ye gittim. Yürürken kendimi Sultan I. Abdülhamid'in Türbesi'nde buldum. Burada yapılmış restorasyonu inceledim. Gerçekten başarılı idi. Farklı dönemlere ait bezemelerin gösterilmiş olması çok hoşuma gitti benim. Lakin keşke onların dijital ortamda hazırlanan tamamlama hallerini de sergileseydiler, Daha anlamlı olurdu.
Çünkü bir mimar neden böyle yapıldığını anlar. Ama türbeye gelenler zaten Fatiha okumaya geliyorlar. Birinin tutup da yapıyı incelediğini görmedim. Bir çoğu için herhangi bir eski eser.
Türbeyi inceledikten sonra Kurukahveci Mehmed Efendi'den kahvemi aldım ve eve yollandım. Tabi eve gelene kadar tüm otobüs mis gibi kahve koktu ^-^
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder