Yağmurlu bir İstanbul gününden merhabalar.
Yağmuru özlemiştik iyi oldu yağdığı. Kasımda olduğumuzu hissettiriyor. Hafta sonu benim için Trt Nağme demek biliyorsunuz. Sabah kalkıp radyomu açtım yine. Çok güzel programlar oluyor hafta sonu. Radyolar hakkında daha önce yazmıştım. Musikiyi seviyorsanız kaçırmayın.
Yağmuru özlemiştik iyi oldu yağdığı. Kasımda olduğumuzu hissettiriyor. Hafta sonu benim için Trt Nağme demek biliyorsunuz. Sabah kalkıp radyomu açtım yine. Çok güzel programlar oluyor hafta sonu. Radyolar hakkında daha önce yazmıştım. Musikiyi seviyorsanız kaçırmayın.
Bu güzel güne güzel bir anime önereyim.
Yine Hayao Miyazaki ve yine muhteşem bir anime.
Bir süre önce Spirited Away izlemiştim. Aslında Howl'ın birazını Spirited Away'den önce izlemiştim Cnbc-e'de. Bu yüzden oturup tekrar izledim sonuna kadar.
Animeyi anlatmaya başlamadan önce müziğini bırakmak istiyorum. Müziği de en az filmi kadar başarılı çünkü.
Bir süre önce Spirited Away izlemiştim. Aslında Howl'ın birazını Spirited Away'den önce izlemiştim Cnbc-e'de. Bu yüzden oturup tekrar izledim sonuna kadar.
Animeyi anlatmaya başlamadan önce müziğini bırakmak istiyorum. Müziği de en az filmi kadar başarılı çünkü.
Animemiz fakir kızımız Sophie ile başlıyor. Sophie bir şapka dükkanında çalışmaktadır.
Bir gün şapka dükkanından çıkar. Sokak aralarında yürürken takip edildiğini anlar. Derken bir centilmen ortaya çıkar ve Sophie'mizi kurtarır. Sophie'yi takip edenler aslında bu centilmenin peşindedir. Bu centilmenimiz tabi ki de Howl'dır. Yalnız, Howl ve yürüyen şatosu halk arasında iyi bilinmez. Howl'ın güzel kadınların kalbini yediğiyle ilgili bir efsane dolanmaktadır.
Neyse Sophie'yi kötülerden kurtaran Howl!ımız bir de onu şehrin semalarında yürütür. (Şehrin mimarisine bayıldım bu arada ) Sophie bu genç ve yakışıklı oğlumuzdan etkilenir.
Derken Sophie'nin başına beklenmedik bir şey gelir. Kötü bir büyücü Sophie'ye büyü yapar ve onu yaşlı birine çevirir. Kendisinden Howl'a bir mesaj iletmesini söyler. Bir anda yaşlanan Sophie, bu halde insanların içine nasıl çıkarım der ve şehirden uzaklaşır. Tepelere tırmanırken bir korkulukla karşılaşır. Onunla birlikte yola devam ederken makinemsi bir şeye rastlar. Makinenin kapısı açılır ve Sophie içeri buyur edilir.
Sophie nine burada temizlikçi olarak kalmaya başlar.Şatoyu yürüten Calcifer adında bir ateş cinidir ve şatoda Markl adında bir çocuk büyücü daha yaşamaktadır.
Bu arada ana karakterden biraz daha bahsedeyim. Howl güzellik düşkünüdür. Calcifer ve Howl arasında bir sır vardır. Howl o sırada devam eden savaşın yıkımını önlemek adına kendini heba etmektedir.
Sophie nine ise şatoya iyice alışır. Büyük bir temizlik yapar,alışverişe çıkar,çamaşır yıkar. Kısacası şatoyu sevgi dolu bir yer haline getirir.
Howl'ın omuzlar yakıyor ^^
Lakin izlerken sürekli Sophie'nin eski haline dönmesini bekleyeceksiniz. Filmin sahneleri,mekanları çok hoş. Sophie, kendisine büyü yapan kötü cadıyı şatoya alacak kadar yüce gönüllüdür. Ama bir yandan da Howl'ın sırrını çözmeye çalışır. Bir sırrı olan yalnızca Howl değildir üstelik.
İzleyin derim pişman olmayacaksınız.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder