24 Kasım 2015 Salı

Osmanlıca üzerine

Merhabalar
Geçen bir yazımda Osmanlıca çalıştığımı söylemiştim. Bugün biraz okuduğum kitaplardan bahsedeceğim.


  Matbu alfabeyi az biraz öğrendikten sonra ablam elime bir kitap tutuşturdu. İlk kitabımın adı: 'En Güzel Hikayeler' (kırmızı kapaklı olan =)
 Kitap, adından da anlaşılacağı gibi kısa kısa hikayelerden oluşuyor. Ben ilk okuduğumda tabi oldukça yavaş, kelime kelime giden biri olduğum için, ilk hikayeyi anlamamıştım.
Okuyamadığım kelimelerin altını çizip daha sonra ablama soruyordum. Bu kitapta pek fazla Osmanlıca kelime yok. Yani şu anda kullandığımız Türkçe seviyesinde. Yalnız hikayeler Osmanlı'nın son döneminde geçiyor. Bu yüzden farklı bir havası var kitabın. İnsan okudukça içine giriyor. O döneme ait hikayeleri Osmanlıca okumanın çok ayrı bir zevki var. Bu kitabı üniversitede hoca sınıfa slaytları ruhsuz bir şekilde anlatırken, en arkaya oturarak bitirdim ^^ Pişman değilim, bu şekilde çok kitap bitirdim.

 Neyse bir sonraki kitabıma geçeyim. Bu kitabı ben aldım. Osmanlıca kitap almada temel prensibim ilk olarak kitabın ismini okuyabilmek. İkincisi ise sayfalarını karıştırıp en az bir paragraf okumak. Çünkü kitabın dili ağır olabiliyor. Daha önce kullanmadığınız sözcükleri okuyabilmek maharet ister.
 Kitabımın adı: 'Sönmüş Yıldızlar'
  Bu kitabı öncekine göre daha çok sevdim. Yine kısa kısa hikayelerden oluşuyor. Ama hikayeler çok daha güzel. En büyük olumsuzluğu ise kitabın adını yansıtıyor olması. Her hikayenin sonu kötü bitiyor. Kitabı bitirene kadar derbeder oldum arkadaşlar.  En son ilkokuldayken Talihsiz Serüvenler Dizisi'ne başlayacaktım. Kitabın arkasında 'Bu kitabı okumaya emin misiniz? Hala fırsat varken elinizden bırakıp normal mutlu yaşantınıza devam edebilirsiniz' gibisinden şeyler yazıyordu. Ben de vardır yazarın bir bildiği deyip kitabı okumamıştım. -.- Mantığa bakar mısın, normalde insan merak eder ve okur. O yüzden bu kitabı sonuna kadar okudum.
  Bu kitapta yine az da  olsa Osmanlıca kelimeler mevcut. Hatta Fransızca kelimelerin Osmanlıca yazıldığını düşünün.  Neyse ki  iki ay kadar Fransızca kursuna gittiğim için temel şeyleri bildiğimden okuyabildim =)
  Hikayelere değinecek olursak,kitabı bitirmemin en büyük sebebi hikayelerin kaliteli olması. Ama her hikayeyi bitirdiğimde uzun süre boşluğa bakıyordum. Daha önce de söylemişimdir, çok etkilenirim ben okuduklarımdan, izlediklerimden. Özellikle bir hikaye var Nevin'i anlatan, onda ağlayacaktım neredeyse.
  Başka neler okudun diyecek olursanız, TBMM'nin müthiş bir arşivi var. Oraya bakmanızı tavsiye ederim.  Buyrun buradan girebilirsiniz. https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/e_yayin.liste_q?ptip=EHT
 Diğer Osmanlıca kitaplarımı okudukça  tanıtacağım size de . Kitapları Vezneciler'de ki Yumni kitapçısından aldım. Daha önce hiç gittiniz mi bilmiyorum ama ağırlıklı olarak dini kitapların satıldığı kitapçılar pasajı. Ya Cağaloğlu ya da Yumni'den alırım kitaplarımı ben fuarlar dışında.
  Şimdiki nesil çok şanslı bu konuda. Okulda öğreniyorlar Osmanlıca'yı.  Benim şu an çalıştığım kitap da bu.


  Bu kitapta matbuya yer verilmemiş. Ama arkasındaki okuma metinlerinde matbu olanlarda var.  Yeşil kapaklı kitap ise 'Osmanlıca Güzel Yazı Alıştırmaları' İki kitap birlikte kullanılıyor normalde. İmla kurallarını öğrendikçe, yazı alıştırması da yaparak kendinizi geliştiriyorsunuz. Ama dediğim gibi şimdilik yazı yazmayı öğrenmesem de olur. İyice okuyabileyim bana yeter. Şimdi bu yazıyı bırakıp devam edeceğim çalışmaya =)

  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder